Gündem

Tedavi için gittiği hayvan çiftliklerinden etkilendi ve kendi çiftliğini kurdu

Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Küçükhüyük Beldesi’nde yaşayan Veteriner Hekim Servet Bayendur, tedavi için gittiği besi çiftliklerinden etkilendi ve büyükbaş hayvan çitliği kurmaya karar verdi. Yaptığı araştırmalar sonrasında TKDK’nın hibe desteklerine başvuru yaptı. Yüzde 70 hibe desteğinden faydalanmaya hak kazanan Bayendur, 10 bin metrekare alan üzerine büyükbaş besi çiftliğini kurdu. 100 büyükbaş hayvana sahip olan Bayendur babasının da desteğiyle yetiştirdiği hayvanlarla sucuk üreticileri ve kasapların kırmızı et ihtiyaçlarını karşılıyor. Bayendur, en üst teknolojik şekilde inşa edilen tesiste bulunan tüm hayvanların hem bakımını hem de tedavilerini kendi yapıyor.

Yüzde 70 hibe desteği aldık

Veteriner Hekim Çiftlik Sahibi Servet Bayendur, büyükbaş besi çiftliğini kurmadan önce sahada veteriner hekim olarak görev yaptığını söyledi. Müşterilerinin hayvanlarını tedavi ettikçe içinde hayvancılık yapma ateşinin doğduğunu belirten Bayendur şöyle devam etti:

“Sonra araştırdım nasıl yapabilirim diye. Sağ olsun devletimizin desteğiyle TKDK’nın desteğiyle yüzde 70 hibeli yani TKDK devlet destekli projeye başvurduk. 2016 yılında 2017 yılında onaylandı. Sonra çok şükür altından kalktık. TKDK’nın desteğiyle yüzde70 hibemizi alarak çitliğimizi kurduk. Çiftliğimiz 100 baş kapasiteli besi sığır çiftliği. Çitliğimize 6 ile 12 ay arasındaki danalarımızı alıyoruz hayvanın durumuna göre 8 ile 10 ay besleyip sonra canlılığı ve ağırlığına göre kesime gönderiyoruz. Kurbanlık gönderiyoruz. Çitliğimize gelen olursa onlara da kurbanlıklarımızı veriyoruz. Yerel olarak sucuk üreten firmalara veriyoruz hem de İstanbul’da çalışan ulusal firmalara onlara danalarımızı elimizden geldiğince hızlı bir şekilde besleyip gönderiyoruz. Burası 10 bin metrekare. 10 bin metrekare alan içerisinde bin 600 metrekare kapalı alanı var. 500 metrekare de ağılı var. Toplam bin 700 metrekare kapalı alanımız var.”


Bakımlarını kendim yapıyorum

Hayvanların sağlık bakımlarında normal bakımlarına kadar tüm bakımlarını babasıyla birlikte yaptıklarını aktaran Bayendur: “Hayvanlarımızı aldığımız zaman hızlı bir şekilde koruyucu veterinerliği kendim yapıyorum çok şükür öyle bir şansımız var. Sonra 1 hafta 10 gün aralıklarla 3-4 tane aşımız var koruyucu aşı onları yapıyorum. Hayvanı şap hastalığına karşı çiçek hastalığına karşı koruyucu tedavilerini tamamlıyoruz. Hayvanları en az minimal zayiatla en kısa zamanda dediğimiz gibi çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.

Sıradaki Haber :  Yeni Zelanda genel seçimlerine son 2 gün

Aile işletmelerin devletin kalesidir

Aile işletmelerinin devletin kalesi olduğunu söyleyen Bayendur konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu kaleyi sıkı sıkı tutup devletimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz, işin Türkçesi bence bu. Sabahleyin 8 -8 buçuk arası kalkılıyoruz aşağı yukarı yarım saat 45 dakika içerisinde hayvanların yemlenmesi hazırlanıyoruz ondan sonra dağıtımını yapıyoruz. Yemleme sonrası gözlem yapılıyor hangisi yiyor hangisi yemiyor yemeyen hayvan varsa tedavi yapılıyor öğlene kadar bu şekilde devam ediyoruz. Sonra akşam 4 buçuk 5’e doğru tekrardan değerlendiriyoruz. Aynı şekilde yemleme yapıyoruz. Yiyen yemeyen kontrolü yapıyoruz. Yemeyen varsa tedavisi yapılıp günümüzü sonlandırıyoruz.”

Yiyecek ihtiyacının yarısını kendimiz karşılıyoruz

Hayvanların yem ihtiyacını yüzde 50’lik dilini kendi imkanları ile karışladıklarını belirten Bayendur, geri kalan kısmını da satın aldıklarını söyledi. Bayendur: “Hayvanlarımızın beslenmesinin yüzde 40 ve yüzde 50’ye yakın kısmını kendimiz yapıyoruz. Arpamızı, samanımızı, yoncamızı kendimiz ekip biçiyoruz. Kalan yüzde 50’lik kısmı ise hazır yem olarak arpa, yulaf ve yonca olarak saha şartlarında temin ederek devam ediyoruz” diye konuştu.

2 kişi 150 hayvana rahatlıkla bakabiliyoruz

Tesiste son teknoloji sistemin kullanıldığını kaydeden Bayendur, 2 kişinin rahatlıkla 150 hayvana bakabileceğini vurguladı. Bayendur: “Biz burayı planlarken işçiliği minimal düzeye çekmeye çalıştık. Izgaralı sistemden yola çıkarak hayvanların gübre kontrolünü çok düzgün bir şekilde 2 kişiyle yapabiliyoruz. 2 kişi burada rahatlıkla 150 tane hayvana bakabiliyoruz.
Oğlumla birlikte işleri yürütüyoruz
Baba Battal Bayendur ise, veteriner oğlu ile birlikte büyükbaş hayvan çitliklerinde çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek şunları kaydetti:
“Allah razı olsun TKDK’dan. 110 -120 tane şuan malımız var. Bunları değerlendirip kesimhanelere gönderiyoruz. Kurbanlık yapıyoruz. Veteriner oğlumla birlikte mücadele edip çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu